top of page

Depresyona Detaylı Bir Bakış

  • Yazarın fotoğrafı: Klinik Psikolog Barış Gönültaş
    Klinik Psikolog Barış Gönültaş
  • 12 Ağu
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Eyl

ree

Depresyon Nedir?


Depresyon birçok insanın yaşadığı ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Klinik olarak majör depresif bozukluk olarak da bilinen depresyon, kişinin ruh halini, düşünce süreçlerini ve fiziksel sağlığını etkileyen yaygın ve uzun sürebilen bir durumdur. Depresyon sadece üzgün hissetmekle ilgili değildir; aynı zamanda günlük işleyişi, enerji düzeyini, hayata karşı ilgiyi ve genel yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkileyebilir.


Depresyon Türleri Nelerdir?

 

Majör Depresif Bozukluk: En sık görülen depresyon türüdür ve en az iki hafta süreyle devam eden düşük bir ruh hali, enerji eksikliği ve ilgi kaybı gibi belirtilerle karakterizedir.


Distimi (Kronik Depresyon): Distimi, kişinin uzun süre boyunca sürekli olarak düşük bir ruh haline sahip olduğu bir tür kronik depresyon bozukluğudur. Semptomları majör depresyona benzer, ancak daha hafif düzeydedir. Distimi, en az iki yıl boyunca devam eden, enerji eksikliği, ilgi kaybı ve umutsuzluk gibi belirtileri içerir. Bu durum, kişinin günlük işlevselliğini etkileyebilir ve yaşam kalitesini azaltabilir.


Bipolar Bozukluk: Bipolar bozukluk, kişinin manik (yüksek enerji, aşırı coşku) ve depresif (düşük enerji, üzüntü) dönemler arasında iniş çıkışlar yaşadığı bir duygusal bozukluktur. Mani veya hipomani atakları, majör depresyon dönemleriyle sık sık tekrar eder. Bu bozukluk, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.


Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu: Belirli mevsimlerde (genellikle kış aylarında) düşük ruh hali yaşayan kişilerde görülür. Mevsimsel değişikliklere duyarlılık gösteren insanlarda ortaya çıkabilir.


Atipik depresyon: Atipik depresyona sahip kişilerde sürekli bir depresif hal gözükmeyebilir. Yaşadıkları iyi olaylara karşı pozitif tepkiler gösterebilirler ve bundan dolayı gülümseyen veya maskeli depresyon da denebilir. Majör Depresyonda olduğu gibi ümitsizlik, keyif alamama, ilgi kaybı, iştahta değişiklik, uyku düzeninde bozulma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Ama kişiler genelde bu davranışlarını ve duygularını gizler.


Psikotik depresyon: Bu tür, majör depresyona ek olarak psikotik semptomları (halüsinasyonlar veya sanrılar gibi) içerir. Psikotik belirtiler daha ciddi tedavi gerektirebilir.


Depresyon Yaygın Gözüken Bir Durum Mudur?

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 264 milyon kişi depresyon yaşamaktadır. Bunun yanı sıra depresyon, yaşam boyu herhangi bir zamanda birçok kişiyi etkileyen yaygın bir durumdur.


Depresyon, cinsiyet, yaş, coğrafya ve sosyoekonomik faktörlere göre farklılık gösterebilir. Örneğin, kadınlar erkeklere göre daha yüksek bir depresyon riskine sahip olabilirler. Ayrıca, yaşlı yetişkinlerde ve gençlerde de depresyon görülebilir.

 

Depresyonun Belirtileri Nelerdir?

 

Depresyon, ruh hali bozukluğu olarak bilinir ve birçok farklı semptomla karakterize edilebilir. Ancak her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve şiddeti değişebilir. Genel olarak, depresyonun yaygın belirtileri şunlar olabilir:


Sürekli Hüzün ve İçsel Sıkıntı: Depresyonun en belirgin belirtilerinden biri sürekli hüzün, üzüntü veya içsel sıkıntı hissidir. Kişi, uzun bir süre boyunca bu duyguları deneyimler.


İlgi ve Zevk Kaybı: Depresyon, normalde keyif alınan aktivitelerden zevk almayı engelleyebilir. Kişi, eskiden keyif aldığı şeylere ilgi göstermez.


Enerji Kaybı ve Halsizlik: Depresyon, kişinin enerjisini düşürebilir ve sürekli halsizlik hissi yaratabilir. Günlük aktiviteleri yapmak bile zorlaşabilir.


İştah Değişiklikleri: Depresyon, iştahı artırabilir veya azaltabilir, bu da kilo değişikliklerine neden olabilir.


Uyku Sorunları: İnsomnia (uykusuzluk) veya hypersomnia (aşırı uyuma) gibi uyku sorunları depresyonun belirtileri olabilir.


Konsantrasyon Sorunları: Depresyon, zihinsel odaklanma ve konsantrasyon yeteneğini olumsuz etkileyebilir. Bu, iş veya okul performansını etkileyebilir.


Hareket Azalması veya Huzursuzluk: Bazı insanlar depresyon sırasında yavaşlar ve hareket azalırken, diğerleri huzursuzluk veya sinirlilik yaşayabilir.


Duygusal Değişiklikler: Depresyon sırasında kişi daha fazla sinirlilik, öfke, endişe veya çaresizlik hissedebilir.


Kendine Zarar Verme Düşünceleri: Depresyon, kişinin kendine zarar verme düşünceleri veya intihar düşünceleri geliştirmesine yol açabilir. Bu ciddi bir belirti ve hemen profesyonel yardım gerektirir.

 

Depresyon belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazıları daha belirgin olabilirken, diğerleri daha hafif olabilir. Depresyon semptomları uzun süre devam ederse veya kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiliyorsa, mutlaka bir profesyonel destek almalıdır.


Depresyonun Nedenleri Nelerdir?

 

Depresyonun nedenleri karmaşık ve çeşitli olabilir ve her bireyin deneyimi farklıdır. Depresyonun ortaya çıkmasına yol açan birden fazla etken bulunabilir. İşte depresyonun olası nedenlerinden bazıları:


Genetik Faktörler: Aile geçmişi, depresyon riskini etkileyebilir. Aile üyelerinde depresyon öyküsü bulunan kişiler, genetik yatkınlığa sahip olabilirler.


Stres ve Travma: Stresli yaşam olayları, travmalar veya zorlayıcı deneyimler, depresyon riskini artırabilir. Özellikle çocukluk dönemi travmaları, ilerleyen yaşlarda depresyon riskini artırabilir.


Sosyal Faktörler: Sosyal ortamlardan izolasyon, aile sorunları, iş kaybı, finansal sıkıntılar gibi sosyal faktörler de depresyon riskini artırabilir.

 

Kişilik ve Duygu Düzenlemesi: Bazı kişilik özellikleri, depresyon riskini artırabilir. Örneğin, düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik veya aşırı duyarlılık gibi özellikler depresyona yatkınlık oluşturabilir.


Beyin Yapısı ve  Kimyasal Dengesi: Depresyon, beyin yapısı ve işlevinde değişikliklere neden olabilir. Özellikle hipotalamus, hipofiz bezi ve adrenal bezlerin işlevleri, depresyonun oluşumunda etkili olabilir. Ayrıca, beyindeki kimyasal maddeler (nörotransmitterler) dengesizliklere yol açabilir. Özellikle beyin içindeki serotonin, noradrenalin ve dopamin gibi nörotransmitterlerdeki değişiklikler depresyonla ili ilişkilidir.


Biyolojik Faktörler:  Tiroid hastalıkları, hormonal değişiklikler (örneğin, hamilelik, doğum sonrası dönem, menopoz), kronik sağlık sorunları gibi biyolojik faktörler, depresyon riskini artırabilir.


İlaçlar ve Madde Kullanımı: Bazı ilaçlar, depresyon semptomlarına yol açabilir. Aynı zamanda madde kötüye kullanımı veya bağımlılığı, depresyon riskini artırabilir.


Kronik Hastalıklar: Bazı kronik sağlık sorunları, özellikle ağrı veya ciddi sağlık sorunları, depresyon riskini artırabilir.


Unutulmaması gereken önemli nokta, depresyonun genellikle birden fazla etkenin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıktığıdır.


Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?

 

Depresyon tedavisi, birçok farklı yaklaşımı içerebilir ve kişinin semptomlarına ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilir. Depresyon tedavisi, genellikle bir veya daha fazla aşağıdaki yöntemleri içerebilir:


Psikoterapi: Depresyon tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri psikoterapidir. Özellikle, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) depresyonda başarılı sonuçlar vermektedir.  BDT, kişinin düşünce, duygu ve davranışlarını ele alan bir terapi türüdür. Özellikle, depresyonda kişiye zara veren düşünceler ve davranışlar vardır. Bu terapi yöntemi ile kişi kendine zarar veren düşünce ve davranış kalıplarını keşfeder ve bunları daha sağlıklı kalıplar ile değiştirir. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, bu terapi türünün başarı oranının yüksek olduğunu ve tedavi sağlandıktan sonra hastaların tekrar depresyon yaşama olasılıklarının daha düşük olduğunu buldu.


İlaç Tedavisi: Depresyon semptomları ağır veya kronikse, antidepresan ilaçlar önerilebilir. Bu ilaçlar, beyindeki nörotransmitterlerin dengesini düzeltmeye yardımcı olabilir. İlaç tedavisi, bir psikiyatrist tarafından reçete edilmelidir ve düzenli takip gerektirir.


Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Psikolojik sağlık ile fizyolojik sağlık birbirini etkiler bundan dolayı fiziksel sağlığı desteklemek için düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve yeterli uyku gibi yaşam tarzı değişiklikleri depresyon tedavisine katkıda bulunabilir.

 

Stres Yönetimi: Stresle başa çıkmayı öğrenmek ve olumsuz stres faktörlerini azaltmak, depresyon semptomlarını hafifletebilir. Kronik bir şekilde strese maruz kalmakta depresyonu tetikleyebildiği için bazı durumlarda stres yönetimi kişilerin depresyondan rahatlıkla çıkmasını sağlar.


Aile ve Sosyal Destek: Sosyal ortamdaki problemler depresyonu tetikleyebildiği gibi doğru sosyal ortam iyileştirici etki de gösterebilir. Özellikle, aile üyeleri ve yakın arkadaşlardan gelen duygusal destek depresyonla mücadele eden kişinin iyileşmesinde pozitif etki gösterebilir.


Tedavi planı, kişinin semptomlarının şiddeti, süresi ve özel ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Depresyon tedavisi uzun bir süreci içerebilir ve kişinin düzenli olarak bir ruh sağlığı profesyoneli ile iletişimde olması önemlidir.

 
 
 

Yorumlar


lpgp.png
bottom of page